BU NEYİN KİNİ EY POLİS..!

Geçtiğimiz günlerde Nusaybin’de yaşanan çatışmada yaralanan polisleri görüntülemeye çalışan gazetecilere özel harekat polisleri tarafından saldırı düzenlendi. Uzun namlulu silahlarıyla hastane bahçesinde havaya ateş ederek gazeteci kovalayan bu polisler, ağıza alınmayacak küfürler ederek tüfeklerin dipçikleriyle gazetecilere saldırıp yaraladı.

Gazetecilerin kendilerini ve kurumlarını tanıtmalarına rağmen gazetecileri vurmakla tehdit eden, silah doğrultan ve daha sonra dipçiklerle suratlarını parçalayıp yetinmeyip fotoğraf ve kameralarını  alarak içindeki görüntülerle birlikte kıran polislerin amaçlarının ne olduğunu  çok merak ediyorum.

Kamuoyunun bilgilendirilmesi adına görevini yapan gazetecilere tam tersine destek olması gereken Polisin, bu bilgileri almaması adına köstek olması, hatta ve hatta kösteği bırakın şiddet uygulaması hiçbir kurum tarafından savunulacak bir tutum değil.

Son zamanlarda kolluk güçleri tarafından görevini yapmaya çalışan gazetecilerin engellenmesi oldukça arttı. Bu yapısal bir durumdan öte kişisel bir durum olarak da karşımıza çıkıyor. Yani kendine verilen yetkileri yanlış yönlere kullanmaya çalışan kolluk, beylik tabancasının ve rozetinin verdiği cesaretle başlıyor toplumda ahkam kesmeye.

Hal böyle olunca, zaten hassas bir dönemin içinden geçiyorken, içinde bulunulan durumdan mütevellit güvenlik güçlerinin dokunulmazlığına disiplin boşluğu da eklenince işler çığırından çıkıyor. Yanlışlıkla adam öldürüyor. Birine benzettiği için gazeteci vuruyor, görüntü almaya çalışan gazetecileri dövüyor, ama ne ceza alıyor ne de ihtar. Bakıyor oh ne ala, kimseye vereceği hesabı yok. Dozunu arttırarak allah ne verdiyse devam..!

Akşam evde karısıyla kavga ediyor, sabah ilk olayda gazeteci dövüyor. Gece mesai yapıyor, nedensiz gazeteciyi gözaltına alıyor. İhmalinden kaynaklı yaşanan olayın kinini gazeteciden çıkartmaya çalışıyor.. O gün önüne kattığını alıyor, hırpalıyor. Yani bir nevi, kinini insanlara haber vermesinler diye basına kusuyor. Hele son yaşanan olay bu kurumun içler acısı psikolojisini ele veriyor.  Özel harekatın yaptığına bakın siz ya. Gören ÖZEL HAREKAT TİMİ için değil, ÖZEL HAKARET TİMİ için yetiştirilmiş sanır…

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF)’nin 2014 bilançosunda 117 medya temsilcisi saldırıya uğradı. Bu sayıyla Türkiye dünyada, Ukrayna ve Venezüella’nın ardından üçüncü oldu. Türkiye kaynaklarına göre bu sayı 142..

Eee..! Şimdi sormazlar mı? Hayırdır, sayın polis, bu neyin kini böyle?… Sen kendi işinden başka her işle uğraşmaya başlamışsan ve emir demiri kesmiyorsa başka, emire karşı söyleyecek sözün varsa, o daha başka…   

Kızım sana söylüyorum gelinim sen işit…

YARIN sizlerle güzel olacak…