BİZİMLE DALGA MI GEÇİYORSUNUZ?.. - Baran ARİÇ
Ankara’da yaşanan bombalı saldırı
sonrası halkı yumuşatmak yerine
tam tersi galeyana getirmek için
her şey yapılıyor hükümet kanadından.
Güvenlik zafiyetinin olup olmadığının
tartışma konusu olduğu bu dönemde,
olayın hemen sonrası bombanın
dumanı, polisin attığı gaz dumanıyla
karışıyor. Olay sonrası yapılan ilk
toplantıda istifa etmesi beklenen
bakanlar, istifa sorusuna sırıtarak cevap
veriyor..
Siz inanıyor musunuz ki bu olayda
güvenlik zafiyeti yok?. Bazı kesim
güvenlik zafiyetini, olayın olduğu yerde
ki polis zafiyeti olarak görüyor, ama
asıl mesele ve kusur devletin istihbarat
teşkilatının içinde. O bombacılar oraya
kadar gelmeden MİT tarafından
nasıl engellen(e)medi onu
irdelemek gerekli..
Toplum yapısına göre, işine
geldiği şekilde istihbaratına yön
veren bir sistem olabilir mi?.
Türkiye’nin neresinde olursanız
en küçük kitleden örneklemek
gerekirse; bir sendika veya
bir parti bir konuyla alakalı
izinli veya izinsiz bir toplu
gösteri eylem, basın açıklaması veya
yürüyüş yapmak istediğinde polis bir
gün önceden gerekli hazırlıkları yapmış
o yapılacak eylemle alakalı bütün
istihbaratları tamamlamış olur.
Ama iş farklı bir boyut kazanmaya
geldi mi? Adana, Mersin, Diyarbakır,
Suruç ve en son Ankara’da yaşanılan
katliamlardaki gibi başta MİT olmak
üzere birçok kurumun uykusu gelir ve
derin bir uykuya dalar... İşler yatışsın,
sular durulsun uykudan kalkıp halkın
tansiyonunu ölçen icraatlara imza
atarlar.
Mesela. Cebinde yıldızlı bir
kitap ayracı taşıdığı için suç
işleyebileceğini öngörerek 14
yaşında bir çocuğu gözaltına
alır. Basılmayan kitaplar için
baskınlar yapar. Türküler
söyleyip, halaylar çekerken
örgüt propagandası yaptığı
iddiasıyla tutuklamalar yapar.
Hatta ve hatta dinlediği
müziklerden dolayı devletin
bütünlüğüne zarar verdiği için birçok
kişiyi tutuklar. Ama Türkiye’nin en
güvenlikli şehrinin tam ortasında ardı
ardına patlayacak bombalardan bir
nebze dahi haberi olmaz MİT ve saz
arkadaşlarının. Ne acınası bir teşkilat
değil mi?.. Yazık
Önceliği halkı korumak olan MİT
ve Polis teşkilatı, Cumhurbaşkanını
bir tabur kadar, Başbakanı bir karakol
kadar, bakanları bir manga kadar,
vekilleri de bir tim kadar polisle
korurken, halkına tam tersi bu teşkilatla
acılar çektiriyor.
Başbakan çıkmış açıklama yapıyor..
İşin özünde de şunu söylüyor. “Elimizde
canlı bombaların listesi var ama
burası hukuk devleti. Onlar kendilerini
patlatmayana kadar bir şey yapamayız”
O bomba patladığında benim anam,
babam, çocuğum, kardeşim, arkadaşım
ölüyor. Biz ölüyoruz. Bizz...
Siz, bizimle dalga mı geçiyorsunuz..?
¡¡¡
YARIN sizlerle güzel olacak..!
YORUMLAR