KAYBOLAN SOLCU MÜCADELE
Baran Ariç yorumladı.
14 Ekim 2023 - 12:51 - Güncelleme: 23 Kasım 2023 - 20:43
"Türkiye'nin yakın tarihindeki cesur insan hakları savunucuları ve sol jenerasyonun öncülerini anmak güzel olur.
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Arslan, Ahmet Kaya, Yılmaz Güney, Kemal Tahir, Nazım Hikmet, Uğur Mumcu ve daha birçok değerli isim; demokrasi, insan hakları ve özgürlükler için gözlerini kırpmadan mücadele ettiler. Canlarını verdiler. Ancak, günümüzde bu kahramanların mirası, yeni nesiller arasında giderek silikleşiyor.
Sosyal medyanın ve internetin yükselişi, bilgiye ulaşma şeklimizi değiştirdi. Gençler, tarih ve siyaset konularındaki bilgilerini büyük ölçüde bu platformlardan edinirken, geçmişin kahramanlarını anlamada eksik kalıyorlar. Ayrıca, son yıllarda Türkiye'de yaşanan siyasi ve ekonomik değişimler, gençlerin sol ve insan hakları değerlerine olan ilgilerini azaltıyor gibi görünüyor.
Türkiye'nin geleceği için taşıdığı tehdit çok büyük. Çünkü bu kahramanlar, Türkiye'nin temel değerlerini inşa eden isimlerdi ve bu değerlerin unutulması, ülkemizin daha adil, özgür ve demokratik bir geleceğe ulaşmasına engel olabilir.
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Arslan, Ahmet Kaya, Grup Yorum, Yılmaz Güney, Nazım Hikmet ve ismini yazamadığım daha bir çok cesur insan hakları savunucuları, Türkiye'nin yakın tarihinde unutulmaz bir rol üstlendiler. Demokrasi, insan hakları ve özgürlükler mücadelesinde hayatlarını ortaya koydular, bazen bu uğurda canlarını feda ettiler.
Fakat ne yazık ki, bu büyük isimler günümüzde yeni nesiller arasında yeterince takdir görmüyor. Hatta tanınmıyor, Sosyal medyanın ve internetin yaygınlaşması, gençlerin bilgi edinme biçimlerini değiştirdi. Gençler artık tarih ve siyaset konularında bilgilerini büyük ölçüde bu platformlardan elde ediyorlar. Bu da, solcu ve insan hakları savunucularının mücadelesinin yeni nesillerce yeterince anlaşılmadığı bir atmosfer yaratıyor.
Gençlere sorsanız; 3 fidan Deniz Yusuf Hüseyin’in yumruklarını kaldırmalarıyla başlayan maceralarından idam sehpasına giden hayatlarını bilmez. Nazım Hikmet’in komünist dünya görüşünü satırlara döktüğünü, grup yorum’un işçi, emekçi, köylü ile bütünleşerek işkencelerle sokaklarda türküler haykırdığını, Ahmet Kaya’nın ülkenin bölünmez bütünlüğünü protest müzikle sahnelediğini, Çirkin kral’ın beyazperdedeki devrim mücadelesini, uğur Mumcu’nun demokrasi adına nasıl öldürüldüğünü çoğu bilmez.
Türkiye'de son yıllarda yaşanan siyasi ve öncelikle ekonomik gelişmeler de bu durumu kötüleştiriyor. Ülkede artan iç ideoloji ve yaşam mücadelesi de ve gençleri sol ve insan hakları değerlerine karşı mesafeli olmaya yöneltiyor.
Araştırmayan bu gençlik, geçmişini bilmeden Türkiye'nin geleceği için büyük bir tehlike oluşturuyor. Geçmişin kahramanları, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler için mücadele ederek, Türkiye'nin daha adil, özgür ve demokratik bir ülke olma yolunda temel taşlarını döşediler. Bu değerlerin unutulması, Türkiye'nin ilerlemesine ve gelişmesine en büyük engel olacaktır kanısındayım.
Öte yandan bu isimlerin bazıları bir çok kişide farklı çağrışımlar yapsa da aslında savundukları değerler aynıydı. Sadece savunma alanları farklıydı.
Keskin bir şekilde ifade etmek gerekirse "1960'lar ve 70'ler, Türkiye için çalkantılı ve unutulmaz yıllarıydı. O dönemde yaşanan sağ-sol çatışmalarının ortasında bulunan büyüklerimiz, o mücadelenin gerçek anlamını en iyi bilenlerdir.
Sağ ve sol çatıştırılıyor, o savaş ocaklara ateş düşürüyordu. O dönemlerdeki faili meçhuller ve işkenceleri unutmak mümkün değil. O yaşananlar bu ülkenin yüz karası. Ve sesiz çığlığıdır.
İşte o sessiz çığlığı duyup haykıran bu kişiler aynı zamanda büyük bir mücadeleyi başlatan bir ışık yakmışlardı. O dönemde sessiz kalmayan insanlar, hem sağdan hem soldan Bu kahramanlardı. Unutulmamalıdırlar. Çünkü onlar, Türkiye'nin daha adil, özgür ve demokratik bir geleceği için susmadılar, bedel ödediler, şarkılar söylediler, şiirler yazdılar. Geçmişin derslerini unutmamak ve bu değerleri canlı tutmak, bizim görevimizdir.
Yarın sizlerle güzel olacak..
Baran Ariç
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Arslan, Ahmet Kaya, Yılmaz Güney, Kemal Tahir, Nazım Hikmet, Uğur Mumcu ve daha birçok değerli isim; demokrasi, insan hakları ve özgürlükler için gözlerini kırpmadan mücadele ettiler. Canlarını verdiler. Ancak, günümüzde bu kahramanların mirası, yeni nesiller arasında giderek silikleşiyor.
Sosyal medyanın ve internetin yükselişi, bilgiye ulaşma şeklimizi değiştirdi. Gençler, tarih ve siyaset konularındaki bilgilerini büyük ölçüde bu platformlardan edinirken, geçmişin kahramanlarını anlamada eksik kalıyorlar. Ayrıca, son yıllarda Türkiye'de yaşanan siyasi ve ekonomik değişimler, gençlerin sol ve insan hakları değerlerine olan ilgilerini azaltıyor gibi görünüyor.
Türkiye'nin geleceği için taşıdığı tehdit çok büyük. Çünkü bu kahramanlar, Türkiye'nin temel değerlerini inşa eden isimlerdi ve bu değerlerin unutulması, ülkemizin daha adil, özgür ve demokratik bir geleceğe ulaşmasına engel olabilir.
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Arslan, Ahmet Kaya, Grup Yorum, Yılmaz Güney, Nazım Hikmet ve ismini yazamadığım daha bir çok cesur insan hakları savunucuları, Türkiye'nin yakın tarihinde unutulmaz bir rol üstlendiler. Demokrasi, insan hakları ve özgürlükler mücadelesinde hayatlarını ortaya koydular, bazen bu uğurda canlarını feda ettiler.
Fakat ne yazık ki, bu büyük isimler günümüzde yeni nesiller arasında yeterince takdir görmüyor. Hatta tanınmıyor, Sosyal medyanın ve internetin yaygınlaşması, gençlerin bilgi edinme biçimlerini değiştirdi. Gençler artık tarih ve siyaset konularında bilgilerini büyük ölçüde bu platformlardan elde ediyorlar. Bu da, solcu ve insan hakları savunucularının mücadelesinin yeni nesillerce yeterince anlaşılmadığı bir atmosfer yaratıyor.
Gençlere sorsanız; 3 fidan Deniz Yusuf Hüseyin’in yumruklarını kaldırmalarıyla başlayan maceralarından idam sehpasına giden hayatlarını bilmez. Nazım Hikmet’in komünist dünya görüşünü satırlara döktüğünü, grup yorum’un işçi, emekçi, köylü ile bütünleşerek işkencelerle sokaklarda türküler haykırdığını, Ahmet Kaya’nın ülkenin bölünmez bütünlüğünü protest müzikle sahnelediğini, Çirkin kral’ın beyazperdedeki devrim mücadelesini, uğur Mumcu’nun demokrasi adına nasıl öldürüldüğünü çoğu bilmez.
Türkiye'de son yıllarda yaşanan siyasi ve öncelikle ekonomik gelişmeler de bu durumu kötüleştiriyor. Ülkede artan iç ideoloji ve yaşam mücadelesi de ve gençleri sol ve insan hakları değerlerine karşı mesafeli olmaya yöneltiyor.
Araştırmayan bu gençlik, geçmişini bilmeden Türkiye'nin geleceği için büyük bir tehlike oluşturuyor. Geçmişin kahramanları, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler için mücadele ederek, Türkiye'nin daha adil, özgür ve demokratik bir ülke olma yolunda temel taşlarını döşediler. Bu değerlerin unutulması, Türkiye'nin ilerlemesine ve gelişmesine en büyük engel olacaktır kanısındayım.
Öte yandan bu isimlerin bazıları bir çok kişide farklı çağrışımlar yapsa da aslında savundukları değerler aynıydı. Sadece savunma alanları farklıydı.
Keskin bir şekilde ifade etmek gerekirse "1960'lar ve 70'ler, Türkiye için çalkantılı ve unutulmaz yıllarıydı. O dönemde yaşanan sağ-sol çatışmalarının ortasında bulunan büyüklerimiz, o mücadelenin gerçek anlamını en iyi bilenlerdir.
Sağ ve sol çatıştırılıyor, o savaş ocaklara ateş düşürüyordu. O dönemlerdeki faili meçhuller ve işkenceleri unutmak mümkün değil. O yaşananlar bu ülkenin yüz karası. Ve sesiz çığlığıdır.
İşte o sessiz çığlığı duyup haykıran bu kişiler aynı zamanda büyük bir mücadeleyi başlatan bir ışık yakmışlardı. O dönemde sessiz kalmayan insanlar, hem sağdan hem soldan Bu kahramanlardı. Unutulmamalıdırlar. Çünkü onlar, Türkiye'nin daha adil, özgür ve demokratik bir geleceği için susmadılar, bedel ödediler, şarkılar söylediler, şiirler yazdılar. Geçmişin derslerini unutmamak ve bu değerleri canlı tutmak, bizim görevimizdir.
Yarın sizlerle güzel olacak..
Baran Ariç
YORUMLAR