Reklam

"Kağıtların Üzerine Düşüyorlar"

Tüm hayatı resim ile iç içe geçmiş ressam Ceren Fındık ile Kadıköy, Hallak’ta bir aydır ziyarete açık olan karma sergisi hakkında konuştuk.

"Kağıtların Üzerine Düşüyorlar"
26 Mart 2019 - 12:29

Ceren Fındık’ın, Otomatik Kafa ve Sünnet Fanzin ile birlikte hazırladıkları sergide 60’a yakın eser bulunuyor.

Okul yıllarında çizime ve desene ağırlık vermeye başlayan Fındık’ın ilk sergisi 2007’de Bodrum Oasis’te Jazz Now Sanat Galerisi’nde açıldı. Ceren Fındık, sanat eserlerinin ortaya çıkış aşamalarını şöyle anlatıyor; “Kendi zihnimle temas halinde oluyorum, özellikle dinlediğim müzik çok belirleyici oluyor. Bilinç akışıyla ortaya çıkıyor.”

DÜŞLERE SARILAN ÇİZGİLER

Resim yolculuğunda Mete Sezgin’in atölyesinde çalışmasının yön verici olduğunu söyleyen Fındık, resimlerini ortaya koyarken müziğin ve şiirin önemli birer etken olduğunu belirterek ayrıca ilham aldığı isimleri şöyle sıralıyor; Eşref Yıldırım, Deniz Bilgin, Jeremiah Maddock, Semiha Berksoy, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Unica Zurn, Bill Traylor, Mengü Ertel, Mehmet Ulusel…

Ortaya koyduğu eserlerde kullandığı figür ve imgelerin anlamları ile ilgili olarak Ceren Fındık; “Varoluşun bulantısı ve neşesi, rahim ve mezar, anın gelgitleri, düş ve zaman birlikte çoğalıp kağıda düşer ve doğurgan bir diyalog yaşanır. Yaşamın ağacından toplanan sözcükler, sancıların ve buhranların içinden çıkıp çizginin ülkesinde dolanır. Çizgiler bu dünyadan kaçarcasına var olabilmek için gündüz düşlerine sarılır. Işığa duyulan özlem aydınlığa çıkartır imgelerin varlığını.” ifadelerini kullanıyor.

“KAOSTAN YOLA ÇIKIYOR”

Farklı yıllarda yapılmış altmışa yakın farklı portrenin Hallak’taki sergide görülebileceğini belirten Fındık, “Hepsi birbiriyle ilişki içinde olan senfonik yaratıklar, ruhsal portreler ve zihnin içinde dolaşıp duran sesler;  bana zamanın gürültüsünü anımsatıyor. Kaostan yola çıkıyor ve müzikle birleşip birlikte dans ediyorlar.” diyor.  

Sokakta gördüğü insanların portrelerinin kendi dünyasında yeniden doğduğu ve bunları bir fotoğraf makinesi gibi topladığını söyleyen ressam, “Birçok şeyi anlatıyorum;  müzik, şiir, diyaloglar, düşler, düşünceler...  Hepsi bir düşün içinde ve gerçeklikten bağımsız, kağıtların üzerine düşüyorlar.” diyor.

Resmi yaptıktan sonra izleyiciye ait olduğunu söyleyen Fındık, “Herkes istediğini düşlesin ve onun bir parçası olsun isterim. İsmini kendi koysun ve resim onunla yaşasın.” ifadesiyle de izleyici için bir düş alanı bırakıyor.

“SAYISIZ İMGELEM, ÇİZGİNİN ÜLKESİNDE DOLANIR”

Çizimlerindeki yaşam hikayelerini şu sözlerle ifade ediyor; “Zihnin labirentlerinde sayısız yaratıyla iç içe, zihnin köşelerine sinmiş portreler, bu acımasız dünyaya başkaldırır ve her şeye bir nokta koyar. Sayıklamalar, gelgitler, detaylar, anın ve geçmişin izleri, portreler yeryüzüne çıkıp ışığa varmaya çalışır. İyi ve kötünün çekişmesi içinde, insan içine çıkabilecekleri bir kılığa bürünürler. Dünyanın zihnine dokunur gibi bu sayısız imgelem çizginin ülkesinde dolanmaktadır.”

Ceren Fındık’ın karma sergisi bir hafta daha ziyarete açık olacak.

YORUMLAR

  • 0 Yorum